Boşanma Avukatlığı

Aile Hukuku.

Aile hukuku, nişanlılık, evlilik, boşanma ve ailenin korunması ve evliliğe ilişkin genel hükümleri; miras hukuku, miras bırakanın vefat etmeden önce yaptığı işlemler ile vefatından sonra mirasçılar arasında hakkın paylaşılmasını kapsamaktayken medeni hukuk ise velayet, vesayet, kayyım, nüfus, yaş, evlatlık, babalık ve diğer genel hükümleri düzenleyen hukuk dalıdır.

Bu Alanda Sunulan Hizmetler.

Nişanın bozulmasından kaynaklı maddi, manevi tazminat davaları,
Evlenme işleminin tamamlanmasına dair davalar ( evlenme koşulları, iddet müddetinin kaldırılması davaları,
Evlenme işleminin iptali veya yokluğuna dair davalar,
Bakırköy boşanma avukatları olarak boşanma davaları,
Ailenin korunmasına dair kanun gereği davalar,
Mal paylaşımından kaynaklı danışmanlık hizmeti ve davalar ( Mal rejimine ilişkin sözleşme hazırlama, tedbirler,
Katkı payı alacağının dava öncesi hesaplanması hususunda danışmanlık hizmeti, aile konutu şerhi vs. olmak üzere),
Velayet ve şahsi münasebet tesisi talepli davalar,
Çocuk için iştirak nafakası davaları ( nafaka talebi, nafakanın arttırılması davası, nafakanın indirilmesi davası vs.),
Eş yararına nafaka ( tedbir nafakası, yoksulluk nafakası),
Aile konutunun eşlerden birine tashihi davası,
Yardım Nafakası davaları,
Soy bağının kurulması davaları ( soy bağının reddi davası, tanıma ve babalık davaları),
Evlat Edinmeden kaynaklı davalar.
Yabancı mahkemelerden alınmış kararların Türk mahkemelerince tanınması ve tenfizi

NEDİR BOŞANMA VE BOŞANMA DAVALARI?
Evlilik birliğinin hangi nedenle olursa olsun yasal olarak sona ermesi istenmesi durumunda açılan davaya boşanma davası denir.
Mustafa Murat BİLGİN Avukatlık Bürosu olarak, Aile içi uyuşmazlıklardan kaynaklanan boşanma, velayet, nafaka, mal paylaşımı vb. davalara danışmanlık hizmeti sunmaktayız.
MEDENİ KANUN’DA YER ALAN BOŞANMA SEBEPLERİ
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda boşanma sebepleri özel ve genel sebepler olmak üzere iki başlık altında düzenlenmiştir.

1. BOŞANMANIN GENEL SEBEPLERİ

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması
Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Aynı çatı altında eşler kanunda yazan özel boşanma sebepler dışındaki sebeplerle bir arada olamıyor iseler, bu bir arada olmama tekrar bir araya gelmeme sonucunu doğuracak şekilde ise bu sebep genel boşanma sebebidir.
Genel boşanma sebepleri, olağan hayatın akışı içerisinde her bir sebepten kaynaklı olabilir. Bu nedenle kanun koyucu genel boşanma sebeplerini tek tek saymamıştır, ki bu zaten mümkün değildir. Genel boşanma sebepleri her bir dosya içinde, kendine özgü bir şekilde değerlendirilir ve mahkeme tarafından aynı çatı altında yaşamanın mümkün olup olmadığına karar verilir. Toplum içinde bahsedilen, benim komşumun davası şöyle bitti, kardeşimin davası böyle olmadı gibi beyanlar gerçeği yansıtmaz. Her bir dosyanın kendine özgü özelliği vardır.

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına dayalı boşanma davalarını anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma olarak iki bölüm olarak değerlendirebiliriz
1-Anlaşmalı boşanma
Türk Medeni Kanunumuzun 166. Maddesi gereği;
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır.
Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.

Kısaca tanımlamak gerekirse Evliliğin eşlerce ortak alınan karar neticesinde sonlandırılması anlamına gelir. Anlaşmalı boşanma sürecinde her iki eş boşanmak ister ve boşanmanın maddi, manevi tüm hukuki sonuçlarında uzlaşırlar. Bu şekilde yapılan boşanma işlemleri anlaşmalı boşanma olarak adlandırılır.
Anlaşmalı boşanma davalarında eşler, anlaştıkları konuları bir protokole bağlamak zorundadırlar. Protokol hazırlamadan anlaşmalı boşanma mümkün olamaz. Bu protokolde yapılan düzenlemeler Aile Mahkemesinde hüküm ve sonuç doğuracağından mutlaka bir Avukattan hukuki yardım alınmalı ve dava sürecinde de bu Avukat yardımı alınmaya devem edilmelidir. Bu durum hak kayıplarını önleyecektir.
Anlaşmalı boşanma protololünde;
• Maddi Tazminat
• Manevi Tazminat
• Yoksulluk Nafakası
• Velayet (çocuk var ise)
• Çocukla hukuksal ilişki kurulması (çocuk var ise)
• İştirak nafakası (çocuk var ise)
• Kocanın soyadı kullanımı gibi konular yer alır.

 

2-Çekişmeli Boşanma

Evliliğin sonlanmasını eşlerden sadece birinin istemesi, mal paylaşımı yapılması ve ortak çocuğun velayetinde yaşanan anlaşmazlıklar söz konusu olduğunda açılan boşanma davası çeşidine çekişmeli boşanma davası denir.
Ayrıca 1 yılını doldurmayan evliliklerin sona ermesi ancak çekişmeli boşanma davası ile söz konusu olmabilmektedir. Ancak uygulamada bu tür davalar söz konusu olduğunda mahkemeler normal boşanma davalarında söz konusu olan uzun duruşma günlerinden ziyade tanık dinlemek suretiyle hızlı bir süreçte, yakın zaman duruşma günü vererek hukuki ihtilafı hal yoluna gitmektedir.
Eşiniz boşanmayı istiyor olsa bile velayet, nafaka ,tazminat gibi konularda uyuşmazlık içerisindeyseniz açacağınız dava çekişmeli boşanma davası olacaktır.
Çekişmeli boşanmalarda tarafların iddialarını ispat etme zorunluluğu bulunmaktadır.
Boşanma davalarında en önemli delil tanık/şahit delilidir. Ayrıca günümüzde teknolojinin gelişmesinden dolayı özellikle twiter facebook vb sosyal paylaşım sitelerinden alınan çıktılar, mesajlaşma programları ile taraflar arasındaki yazışmalar da, ( whatsup vb) hukuka uygun bir şekilde elde edildiği müddetçe delil olarak delil olarak kabul edilebilecektir.
Her iki dava sürecinde de tarafların hak kaybı yaşamaması, kanunda taraflara ön gürülen hakların kullanılması (delillerin ileri sürülmesi, cevap dilekçesinin verilmesi, ikinci cevap dilekçesinin verilmesi, mahkeme tafaından toplanması istenilen delillerin süresi içinde toplanılmasının sağlanması vb) kanunda ön görülen sure ve şekilde yapılması gerektiğinden ve avukatların yasanın uygulanması ile ilgili bu hususları mesleki tecrübe anlamında uygulayıcı olarak bildiklerinden tüm yargısal işlemlerin avukatınız ile yapılmasını önermekteyiz.

2.BOŞANMANIN ÖZEL SEBEPLERİ

a) Zina
Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur
Aldatılan eşin zinayı affetmesi, tarafların yaşananları anlaşarak çözüme kavuşturdukları; zinanın aldatılan eş için, ortak hayatı çekilmez hale getirmediği anlamında değerlendirilmektedir. Bu nedenle affeden eş, artık bu sebebe dayanarak boşanma davası açamayacaktır.
Genel uygulamada özel boşanma sebebi olan zina ile genel boşanma sebebi olan siddetli geçimsizlik sebebi ile boşanma sebebi olarak kabul edilen “Sadakat yükümlüğünün ihlali “ ya da “Aldatma” kavramları birbiri ile karıştırılmaktadır. Zina sebebi ile boşanma davasında zinanın şartlarının olup olmadığı değerlendirilir. Cinsel ilişkiden hemen önce, cinsel ilişki anı, cinsel ilişkiden hemen sonra evli olan eşin başka biriyle birlikte olduğu an ispat edilebildiği takdirde mahkeme özel boşanma sebebi olan zina nedeni ile tarafların boşanmasına hükmeder. Genel boşanma sebebi olan sadakat yükümlüğünün ihlali ya da aldatma sebebi ile boşanma davasında ise cinsel ilişki unsurları olmasa da, eşlerin evlilik birliğinin en önemli yükümlülüğü olan birbirlerine olan sadakatlerinin ihlalini öngören herhangi bir davranış ya da davranışlar boşanma sebebi kabul edilir.
Eşlerden birini başka bir kadın ya da erkekle evinde yada başka bir mecrada cinsel ilişki içerisinde olduklarını gösteren ibareler tespit edilirse bu bir zina nedeniyle boşanma sebebiyken evli eşin cinsel içerikli bir mesajının tespit edilmesi sadakat yükümlüğünün ihlali ya da aldatma sebebiyle boşanma sebebi kabul edilir.

b) Hayata Kast, Pek Kötü Muamele, Onur Kırıcı Davranış
Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.

Hayata Kast, Pek Kötü Muamele, Onur Kırıcı Davranış olarak değerlendirilen davranışlar fiziksel, psikolojik, ekonomik ve dijital olarak işlenmiş olabilir.
Fiziksel Şiddet: Fiziksel ya da fiziksel olmayan şiddet biçimleri. Örneğin dayak atmak, eşyaya zarar vermek, yumruk atmak vb.
Psikolojik Şiddet: Psikolojik baskı altında tutmak, sözle bile olsa kişiliği rencide edici davranışta bulunmak. Örneğin aile ilgili hakaret etmek. eşlerden birine ait evcil hayvana şiddet uygulamak.
Ekonomik şiddet: Eşinin çalışmasına izin vermemek, meslek edinmesine engel olmak, eğitim hakkını kullandırmamak, biriktirmiş olduğu para veya ziynet eşyasını elinden almak oldukça düşük harçlıklar vererek evin geçimini sağlamasını istemek, para için yalvarmasını istemek.
Dijital Şiddet (Yeni kuşak şiddet): Teknolojik araçlar kullanarak eşlerden birini kontrol etmek denetlemek amacıyla kullanılmasıdır. Örneğin akıllı telefon uygulamalarını kullanarak eşini takip etmek, iletişim bilgilerini eşine sormadan başka kişilere vermek ve bu kişilerinde eşine rahatsız edici, tahrik edici, mesaj ve görüntüler göndermesini istemek, izinsiz çıplak fotoğrafını çekmek veya bununla tehdit etmek, sosyal medya hesaplarını karıştırmak.

Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
c) Küçük Düşürücü Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme
Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.
d) Terk
Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir.
Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.
e) Akıl Hastalığı
Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.