SADAKATSİZ YOLDAŞ
SADAKATSİZ YOLDAŞ
Son 1 yıldır sürekli kafamda olan şeydi bu kavramlar; sadakat, yoldaşlık, önlü arkalı değil de yan yana olmak gibi kavramlar. Yılların birikimiyle son 1 yıldır yaşadıklarımın kaçınılmaz çelişkisi. Bu anlamlar mı değişti yoksa bu kelimelere anlamlar yükleyen “ biz” zat-ı muhteremler mi?
Türkçe Sözlük’te ”İçten bağlılık, sağlam, güçlü dostluk” sadakat demek. İlla evlilik ve kadın – erkek ilişkilerindeki aldatmayan erkeğe veya kadına verilen bir anlamda değil. Daha genel ve daha derin. Yoldaş ise aynı şeyleri savunan, ortak payda çokluğunda olan demek. Siyasi bir kavram olduğunu savunanlar bu konuda serbesttir. Demek istediğim anlaşıldı sanırım. Yoldaş kavramı öyle bir kavramdır ki; dosta, “ben vuruldum, sen kaç” denir,
yoldaşlar birlikte vurulur denilir.
Birine ya da birilerine güveniyorsun, omuz omuza bir yola giriyorsun ve ondan zarar gelmez güvencesiyle amaca ilerliyorsun… Bu sadakat ve yoldaş olma, yan yana olma omuz omuza olma anlamında. Sadakatsiz yoldaş kavramı nasıl ortaya çıkıyor? Tam bu güvenç sırasında omuz darbesiyle sadakat ortadan kalkıyor ve “o yoldaşın” sadakatsiz bir hal alıyor…
Neden yapılır bu? İhtiras mı? Kıskançlık mı? Adam yiyicilik mi? Ön plana çıkma kaygısı mı? Her ne ad verilirse verilsin kötü bir şey bu… Ama günümüzde bu kötü şey, kötü bir alışkanlık haline gelip her yere sirayet etti… Zaten siyasette vardı, şimdi de her alana girdi… Okula, spora, basına, sivil toplum örgütlerine, Barolara…
“Eskiden şöyleydi… Bizim zamanımızda… Bu olurdu şu olmazdı” denmesini pek sevmemekle beraber, eskiden güzel düşünceler, sağlam projeler, farklı düşüncedeki insanlar tarafından benimsenirdi. “Meslektaşım bunu hak ediyor” denilirdi. Şimdi bir kısım yoldaşlarda sadakat düşüklüğü olmaya başladı. Bırakınız desteği köstekliğe bile başlanır oldu… Projeleri el birliği ile hayata geçirmek için mücadele verebilecekken, sırf kendini ön plana çıkarmak adına yoldaşlarını yarı yolda bırakmak, yani sadakatsiz yoldaş olmak gerçekten hoş bir şey olmadığını son 1 sene yaşattı bana…
Evet bu son 1 sene bana meslek ve sivil toplum örgütçülüğü konusunda çok şey öğretti… Sürekli bu tarz şeyleri hissettirdi… Ham olup pişmek güzel de çok da yanmamak lazım… Acı veriyor…
Son 1 sene yaşadığım çok şeyler oldu… Bunları sizlerle zamanla paylaşacağım… Emin olun her birinden dersler çıkıyor. Ben düşünselde çıkardım bunları ve “Sadakatsiz Yoldaş” ı tanıdım. Hani merhum Kemal Sunal’ın 1970’lerde çektiği ve adıyla siyasi literatüre bile giren “Zübük” adlı filmi hatırlarsınız. Film dönemi itibariyle sansasyon yaratmış, “Zübük” kavramı siyasi literatüre girmiş, siyasi bir jargon haline dönüşmüştü. Açıkçası benim literatürümde de “Sadakatsiz Yoldaş” var artık…
Görüşmek dileğiyle… 18.08.2010
MUSTAFA MURAT BİLGİN
Bir Cevap Yazın