Blog

PETROÇELLİ YA DA GÜNAH KEÇİSİ OLMAK

PETROÇELLİ YA DA GÜNAH KEÇİSİ OLMAK

Bize öğretilen “insan unsurlu bu işi sevmezsen yapamazsın” oldu… Eğer sevmezsen başka şeyle uğraş dediler… Sevdik, sevdalandık bilerek ve isteyerek, hür ve serbest irademizle geldik… Çok alternatif olsa da mezun olunca, birebir “sorunluları sorunsuzlaştırma” sevdasına girdik gönüllüce… İsteyerek…
Severek ve ”evet” isteyerek seçtim Avukatlığı…
Kötü örnekleri hep üzdü beni, iyi örnekleri de mutlu etti… Sevmesem de çok sayıda, avukat – adliye filmlerini, işini düzgün yapanı görünce saygı duydum… Eskiler bilir, bir “Petroçelli” vardı… TRT nin tek kanal olduğu zamanlarda, herkesi hayran bırakan, haksızın yanında olan para almadan iş takip eden ve kazanan avukat… Hep bir evi olsun isteyip bir karavanda yaşayan, tüm davaları kazanan ama beş parasız bir avukat! İyi konuşur, mahkemeyi etkiler, jüriden istediği kararı çıkarırdı…
Bu Angloamerikan avukat filmleri çok etkiledi bizi… Hala adliyede mahkeme tanıklara yemin verdirirken sağ elini kaldıranlar var… Her ne kadar komik olsa da bu Angloamerikan filmlerinden ne kadar etkilendiğimizi gösteriyor. Gerçi hala bir çoğumuz orada gerçek adalet olduğu yanılgısına düşsek de “Amerika’nın Avukat ve Adalet” resmi hoşuna gidiyor halkımızın…
Bu durumdan faydalanan bazı uyanık avukatçıklar (!) veya hukuk simsarı dediğimiz avukatçık bile olmayan zat-ı muhteremler inanılmaz bir uyanıklık yapmaktalar. Bunun örneği en son Isparta’da yaşandı… Isparta Barosu, 30 Kasım 2007’de gerçekleşen Isparta’daki uçak kazasının ardından yüksek tazminat kazanacağız vaadiyle kazazede vatandaşlardan vekalet topladığı iddia edilen Amerikalı avukatlar hakkında Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuş, maalesef bazı Türk Avukatlar da aracı olmuşlar… Ne kadar kötü… Canları yanan 57 can’ın yakınları hukuk mücadelesi verirken, bazı uyanıklar (!), “hukuk” kavramını ve “avukatlık” gibi hukuku uygulama amacı güden, kişilerin hak ve menfaatlerinin korunup kollanması amacını kötüye kullanıp para kazanma derdine düşmüşler. Bir de kaza sonrası ilk davanın ABD’nin Chicago Eyaleti’nde açıldığı yönünde gerçek dışı haberler çıkarılmış… Bunu kim duysa “vay anasına Amerika’da hukuk var adalet var” demez mi der… Ama doğru değil… Böyle hukuk orjinli hurafeler yüzünden toplumumuz hukuk, adalet, avukat gibi kavramları olması gerektiği gibi kavrayamıyor… Diyor ki, hukuk güçlünün, zenginin elinde… Ama olanı değil olması gereken idealler üzerine kafa yormamız gerekemiyor mu? Amerikalı avukat Luis Land’ın “Avukat” isimli şiiri etkilemiştir beni:
“Ben Avukatım,
Kaba gücün yerine merhameti, adaleti, hakkaniyeti koydum
İnsanoğluna diğerlerinin hakkına, mülkiyetine, hürriyetine saygıyı;
Vicdan, ifade ve toplanma özgürlüğünü ben öğrettim.
Haklı davaların sözcüsü;
Yoksulun, mazlumun, dul ve yetimin savunucusuyum.
Çarşıda pazarda onuru sürdürürüm.
Halkın sevmediği, popüler olmayan davaların şampiyonu benim.
Zulmün, baskının, bürokrasinin düşmanıyım.
On Emre giden yolu ben hazırladım
Yunanistan’da kölelerin, Roma’da esirlerin özgürlüğü için ben savaştım.
Stamp Act’le ben mücadele ettim.
İnsan Hak ve Özgürlükleri Bildirgesi’ni ben yazdım.
Köleleri ben savundum.
Kölelik karşıtıyım.
Kölelikten Kurtuluş Bildirgesini yayımlayan bendim.
Her ülkede, her iklimde haini cezalandırır, masumu korur, düşeni kaldırır, adaletsizliğe ve vahşete karşı çıkarım.
Tüm savaşlarda özgürlük için savaşan bendim.
Halkın yaygarasına ve çoğunluğun despotluğuna karşı duran benim.
Adaletin gerçekleşmesini engelleyen önyargı olmasın diye zenginleri savunur;
Yoksulun tüm hak ve imtiyazları teslim edilsin diye davasında ısrar ederim.
Irk, renk, sınıf, cinsiyet ya da din ayrımı yapmaksızın insanlığın eşitliği için çalışırım.
Hilebazlıktan, dalavereden ve sahtekarlıktan nefret ederim.
Adaletten ödün vermekten ya da menfaati zıt iki müvekkile hizmet etmekten yasaklıyım.
Geçmişin muhafazakarı, bugünün liberali, geleceğin radikaliyim.
Adaleti ve hakkaniyeti gerçekleştirmek için uzlaşmaya inanırım;
Aynı nedenle şekilciliğin ve kırtasiyeciliğin Gordion düğümünü kesip atarım.
Tüm buhranlarda insanlığın lideriyim.
Dünyanın günah keçisiyim.
İnsanlığın haklarını avucumun içinde tutarım da , kendi haklarımı sağlamayı bir türlü beceremem.
Ben öncüyüm.
Geçmişten vazgeçecek, bugünü ve var olanı yıkmak isteyecek en son kişiyim.
Ben, adil hükümdar, dürüst yargılayıcıyım.
Mahkum etmeden önce dinler, herkes için en iyiyi araştırırım.
Ben Avukatım. “

Görüşmek üzere…
30.08.2010
MUSTAFA MURAT BİLGİN

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir