Bilişim Suçları
BİLİŞİM SUÇLARI NELERDİR
Bilişim suçları, bilgisayar, pos makinesi, cep telefonu ve her türlü teknolojinin kullanılması ile işlenilen suçların geneline verilen addır.
Bilişim suçlarının en çok görünenleri hakaret, küfür, kredi kartı yolsuzlukları, sahte belge basımı, bilgilerin çalınması ve buna bağlı olarak devam edebilecek suçları kapsamakla, birlikte bunlarla sınırlı olmayıp, günden güne değişiklikler göstermektedir.
Bilişim suçları kategorisine giren diğer eylemler sırasıyla, şirketlerin kurumsal verilerinin şifrelenmesi, şifrelenen verilerin yüksek bedellerle satılması, şirket sitelerine servisi engellemeye yönelik saldırılar, kurum içi veri hırsızlığı, başkası adına online fatura ödeme ile ödeme dolandırıcılığı, sanal ortamda para aklama, kimlik hırsızlığı olarak devam ediyor.
BİLİŞİM SUÇUNUN EN ÇOK İŞLENDİĞİ YER SOSYAL MEDYA
En çok bilişim suçu ise sosyal medyada işleniyor. Nefret söylemi, sahte profil açmak, sosyal medya hesaplarının ele geçirilmesi gibi bilişim suçlarında sosyal medya zirvede yer alıyor.
DİĞER SUÇLARDAN FARKLILIKLARI
Bilişim suçlarını diğer suçlardan ayıran temel bazı farklılıklar vardır. Bu farklılıklar;
• Zaman, mekan veya yer ile sınırlı olmadan meydana gelmesi,
• Kolayca tanımlanabilecek sınırlara sahip olmaması,
• Ülke ve yargı sınırlarını aşması,
• Kanunlaştırma ve delillendirmenin güç ve dikkate değer teknik bilgi gerektirmesi,
• Henüz bu alanda neyin suç olup olmadığı konusunda net tanımların oluşmaması olarak sayılabilmektedir.
BİLİŞİM SUÇLARININ ÖZELLİKLERİ:
1. Bilişim suçunun işlenmesinde bilgisayar sistemleri ve teknolojilerinin kullanılması,
2. Bilişim suçunun sonucunda çok yüksek kazancın kolay ve daha az riskle temin edilmesi,
3. Yeni suçlar olması nedeniyle gerekli kanun ve düzenlemelerin eksik ve yetersiz olması,
4. Yeterli mevzuat olsa bile uygulamanın eksik bilgi veya yeteneğe sahip olma ihtimalinin yüksek olması,
5. Diğer suç türlerine göre daha ağır maddi ve manevi sonuçlar doğurması,
6. Suç mağdurlarının genelde bilinçsiz kullanıcılar ile ekonomi ve finans sektöründen olması,
7. Ekonomik kaybın büyük olması nedeniyle, genelde basit suçlar haricinde güvenlik güçlerine bildirilmemesi,
8. Normal kişiler yönüyle de bu tür suçun mağduru olunması durumunda genellikle takip edilmesi gereken prosedüre tam olarak hâkim olunmaması,
9. Zarara uğrayan mağdurların büyük kuruluş ve işletmeler olması durumunda itibar ve prestij kaybetme korkusunun baskın gelmesi,
10. Bilişim suçunu işleyen faillerin genelde 17-35 yaş arasındaki gençlerden oluşması,
11. Bilişim suçu mağdurlarının genellikle ticari faaliyette bulunan kurumlar olması,
12. Suçluların çoğunluğu, bazen fiillerinin deşifre olunmaması için ihbar edilmeyeceğinden, bazen ise, bu fiilleri karşılayacak ceza normunun bulunmamasından cesaretle, eylemlerinin yaptırımsız kalacağına güvenle hareket etmektedir.
13. Suçlular adi ve münferit olabileceği gibi organize de olabilmektedir.
14. Bilişim suçu, bilgi teknolojilerinden sonra ortaya çıkan yeni bir suç çeşididir.
15. Bilişim suçu ile bilişim yoluyla işlenen suç ayrılmaktadır.
16. Bilişim suçu ile mücadele bilinçlendirme ayağı da olan komplike bir süreçtir.
17. Suçlu ve suç yöntemi hızlı bir şekilde gelişebilmektedir.
18. Genellikle uluslararası boyutu bulunmaktadır.
NASIL MÜCADELE EDİLİR?
Bu konuda en önemli eksik eğitimdir. İnternet kullanımı çok küçük yaşlarda başladığından ve kamuya açık alan söz konusu olduğundan internet eğitimi ilkeleri/sosyal medya kullanım standartlarının belirlenerek ilk/orta/lise/üniversite gibi eğitim kurumlarında bu eğitimlerin başlanması gerekir. Kısaca bu ilke ve standartları irdeleyecek olursak;
1- İnternet üzerinden kullanılan mesajlaşma ve yazışma programlarından karşıdaki kişi kim olursa olsun, dosya almayın paylaşmayın.
2- İnternet üzerinden tanıştığınız kişilere şahsınız, aileniz, adres, telefon, işiniz v.b. gibi konularda şahsi bilgilerinizi vermemeniz gerektiğini unutmayın.
3- Asla güvensiz isimsiz sitelerden ve SSL sertifikası olmayan sitelerden alışveriş yapmayın.
4- Kredi kartı bilgilerinizi kimseye vermeyin. Hatta internet ortamında sizin tanıyacağınız bir kişinin de hacklenmiş olacağını unutmayın.
5- İnternet üzerinden yapılan yazışmalarınızda karşınızdaki kurumlarla özel bir yöntemle yazışmanızda fayda olacaktır. İnternet ortamında yüzde 100 güvenliğin hiçbir zaman sağlanamayacağını unutmayın.
BİLİŞİM SUÇU TÜRLERİ
Bilişim suçları amaçlarına ve yöntemlerine göre çok çeşitli türlere ayrılabiliriz. Buna göre bilişim suçlarını aşağıdaki şekilde tasnif edebiliriz:
• Bilgisayar Sistemlerine ve Servislerine Yetkisiz Erişim
• Bilgisayar Sabotajı
• Bilgisayar Yoluyla Dolandırıcılık
• Bilgisayar Yoluyla Sahtecilik
• Bir Bilgisayar Yazılımının İzinsiz Kullanımı
• Kişisel Verilerin Kötüye Kullanılması
• Sahte Kişilik Oluşturma ve Kişilik Taklidi
• Yasadışı Yayınlar
• Ticari Sırların Çalınması
• Terörist Faaliyetler
• Çocuk Pornografisi
• Hacking
• Diğer Suçlar (Organ, fuhuş, tehdit, uyuşturucu, vb.)
BİLİŞİM ETİĞİ NEDİR?
Bilişim etiği bilgisayar dünyasında insanların davranışlarını inceleyen felsefe dalıdır. Bilişim etiği konusunda hackerlık, dosya paylaşımı, internetin demokratik olup olmaması, lisanslamalar sıklıkla tartışılan konulardır. Aslında hayatın her alanında uyulması gereken belli başlı ahlak kuralları vardır ve etikte bu ahlak kurallarının olması gerektiği şekli tanımlar. Hayatın her alanında olduğu gibi bilişim alanında da etik kurallara uyulması, bilgisayar ortamlarının daha güvenli daha bilgi dolu ortamlar haline gelmesini sağlayacaktır. Bilişim Etiği de bilgisayar sektöründeki etik kuralları oluşturmayı amaçlamaktadır.
Bilişim etiği; BİT kullanımı ile ön plana çıkan bazı etik konuları ele alan bir kavramdır. Bilişim etiğine ilişkin günlük hayattta en çok kullandığımız anahtar kavramlar; bilgisayar etiği ve internet etiğidir.
Computer Ethics Institute (Bilgisayar Etik Enstitüsü) tarafından geliştirilen ve bilgisayar kullanım etik ilkelerinin temelini oluşturan 10 ilke vardır. Bunlar;
1- Bilgisayarı başka insanlara zarar vermek için kullanmayacaksın.
2- Başka insanların bilgisayar çalışmalarına karışmayacaksın.
3- Başka insanların dosyalarına burnunu sokmayacaksın.
4- Bilgisayarı hırsızlık yapmak için kullanmayacaksın.
5- Bilgisayarı yalan bilgiyi yaymak için kullanmayacaksın.
6- Bedelini ödemediğin yazılımı kopyalamayacak ya da kullanmayacaksın.
7- Başka insanların bilgisayar kaynaklarını izin almadan kullanmayacaksın.
8- Başka insanların entelektüel bilgilerini kendine mal etmeyeceksin.
9- Yazdığın programın sosyal hayata etkilerini dikkate alacaksın.
10- Bilgisayara saygı duyacak, hakkında bahsedilecek şeyler için kullanacaksın.
(Bilişim ve Etik.(b.t.).4Aralık2013,http://kutluata.net/bilisimetik.aspx )
İNTERNET ETİĞİ NEDİR?
İnternet üzerinde kabul edilebilir ya da kabul edilemez davranışları belirleyen kurallara internet etiği denir. İnternet etiği hakkında 10 kural vardır. Bunlar;
1-İnsan olduğunu unutmayın.
2-İnternet ortamında da gerçek hayatta olduğu gibi davranın.
3-Sanal ortamda bulunduğunuz yerin bilincinde olarak davranışta bulunun.
4-İnsanların zamanlarına saygı gösterin.
5-İnternette güzel görünün.
6-Bilgilerinizi paylaşın.
7-Ateşli tartışmalarda kontrolünüzü kaybetmeyin.
8-İnsanların özel hayatlarına saygı gösterin.
9-Gücünüzü kötüye kullanmayın.
10-İnsanların hatalarına karşı bağışlayıcı olun.
BİLİŞİM TEKNOLOJİSİNİN GETİRDİKLERİ
getirdikleri
iletişim
tıp
uzay yolculuğu
…
götürdükleri
mahremiyet
suç işlemenin kolaylaşması
yabancılaşma
SOSYAL MEDYADA ETİK
Zamana ve mekana bağlı olmadan; her türlü resim, video, söz ve yazıların paylaşıldığı, tartışmanın olduğu, soru sorulup cevap alındığı, anında iletişimin olduğu milyonlarca insanın kullandığı alanın adıdır sosyal medya.
İnsanlar birçok gerçeği buradan öğrenir, buradan öğretir; burada mutlu olur, burada üzülür. Bir nevi eğitimin diğer bir adıdır sosyal medya.
Sosyal medya denen bu küresel ağ bireylerin paylaşımları ile onların kişilik yapıları, duygu ve düşünceleri hakkında bizlerin bilgi sahibi olmasını sağlarken; paylaşılanlar, paylaşımcıların adeta günlükleri olarak geçmiş zamanda yer alır.
Bu yüzden sosyal medya çok önemli ama bunu daha da önemli kılan etik değerlere uygun olan paylaşımların olmasıdır. Birçok etik ilke sıralanabilir ama biz önem arz eden birkaç değerden bahsedelim.
Tarafsız olmak. Paylaşımda bulunan insanlar; paylaştığı bilginin güvenilirliğine önem vermeli, doğru zamanı ve zemini seçmelidir. Bir ayna gibi sadece gerçekleri yansıtmalı varsa tezatlıkları ile paylaşmalı, illa ki kendisi bir ilave edecek veya yorumda bulunacaksa, onu okuyucunun bilmesini, anlamasını sağlamalıdır.
Yalan söylememek. Yalan söyleme doğruyu çarpıtarak, tabiri caizse eğerek bükerek, ilave yaparak, kırparak, abartarak karşıdaki kişilerin gerçeği görmesini engellememektir. Karşısındakini kandırmaktır. Paylaşımlarımızda yalandan uzak durmalı, eğer hata varsa özür dileyerek düzeltme doğru olanıdır. Beyaz yalan, tatlı yalan, kibar yalan gibi yalanlarımızı geçerli kılmaya çalışmak da en az yalan kadar sakıncalıdır.
Toplumun değerleri ile çatışmamak. İnsanlar belirli düşünce, görüş veya soy gibi kavramlarla bir araya gelir ve topluluk oluşturur. Birtakım kutsal değerler eşliğinde millet olur. İnançlarla çok daha büyük coğrafyada, çok daha fazla insan sayısıyla aynı inancın mensupları olur. Bu durum onlarda inanç birlikteliğini getirir. Kaldı ki bir birey de olsa onun değerleri inancı göz ardı edilemez. Paylaşımlarımızda insanların kutsallarına saygı duymalı, değerlerinin en az bizim değerlerimiz kadar önemli olduğu bilincinden hareket etmeliyiz. Bu bağlamda başka kişi, grup, topluluk ve millete hakaret etmemeli, kötü sözden uzak durmalıyız.
Dedikodu yapmamak. Başka kişilerin hakkında kişisel ve özel durumları hakkında konuşmanın adıdır dedikodu. Dedikodular gerçek olay ya da durumlar hakkında konuşulsa da ikinci ve üçüncü ağızda çok daha farklı durumlar olarak, adeta kartopunun yuvarlanarak kocaman kar kütlesi olduğu gibi karşımıza çıkmaktadır. Bu yüzden özellikle olumsuz örnekler üzerinde konuşmamak gerekir.
Kendin olmak. Paylaşımlarımızda gerçek profilimizi, gerçek ismimizi kullanmalı kendi fikir düşüncelerimizi paylaşmalıyız. Mevlana’nın “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” sözünü hatırlamalı, bu gerçekten yola çıkmalı, gerçeğe ama sadece gerçeğe göre kendimiz olarak paylaşımda bulunmalıyız.
Açık ve anlaşılır dil kullanmak. Biz ne kadar iyi yazarsak yazalım, ne kadar güzel söylersek söyleyelim, karşımızdaki kişinin bizi ne kadar anladığı, bizim anlattıklarımıza ne anlam yüklediği kadar önemlidir. Paylaşımlarda sözlerimiz açık ve net olmalı, kısaltmalardan, yanlış anlama gelebilecek kelimelerden kaçınmamız gerekir. Doğru ve yerinde bir ifade kullanımını tercih etmeliyiz.
Bağlayıcı açıklamalardan kaçınmak. Siz birey olarak bir kişisiniz ama bulunduğunuz grup, yöneticilik ve temsil makamında iseniz sizin açıklamalarınızın sizden öte kurumunuza, grubunuza, toplumunuza etki edeceği düşüncesini aklınızdan çıkarmamanız gerekir. Bu yüzden paylaşımlarımızda kırk kere düşünmemiz gerekir. Çünkü paylaşımlarımız, bizim şahsımızda bulunduğumuz veya üyesi olduğumuz grup veya kuruma zarar verebilir.
Argo ve küfürden kaçınmak. Hiçbir insan kötü sözden, kendisine hakaret edilmesinden hoşlanmaz, tıpkı sizin hoşlanmadığınız gibi. Bu yüzden eleştirilerimizde argo, küfür veya onları anımsatacak kısaltmalar ve görsellerden uzak durmalıyız.
Başkalarının özeline saygı duymak. Paylaşımda insanların çoğu genel paylaşımlarda bulunsa da kısmen; kendileri, aileleri, çevreleri hakkında da paylaşımda bulunabilmektedir. Bu paylaşımları izinsiz paylaşmak, paylaşımlarla ilgili açıklamalarda bulunmak da yanlış olan davranışlardandır.
Sosyal medya kullanımında; etik değerlere uymak, o çerçevede hareket etmek önemli, bu duyarlılığa sürekli sahip olmak çok daha önemlidir.
Bir Cevap Yazın